29 Şubat 2012 Çarşamba

L-O-V-E


İnsanın ayağı yere basmayanı makbuldür aslen. İnsanın ne istediğinden hiç emin olmayanına güvenmeli. Tüm seçimlerinden, tüm isteklerinden herşeyiyle emin ve tatmin olan insan diye bir şey yoktur. Mümkün değildir. Öyleymiş gibi yapan saklayandır. Sözler veren kaçandır. Söz verdiği için korkmaz insan. Korkularımızdır vaatlerimizin kaynağı.

İnsan değişir, insan gelişir. Duygular dönüşür. İsteyen insan ister, kimse engel olamaz. İstemeyen insan istemez, kimse zorlayamaz.

...

Ey Sevgili bilesin ki; hiçbir zaman dudaklarımdan dökülmeyecek senin için "Seni sonsuza dek seveceğim." mısraları. Hayatın beni, senin yokluğunla sınamamasını dileyeceğim her gece. Sana tüm içtenliğimle "Seni seviyorum." diyeceğim her defasında ve sen de bunun doğruluğundan emin olmanın konforunu tadacaksın. Sana daha önceden edilmiş sözler yüzünden yalan söylemeyeceğim ya da sırf yarı yolda bırakmamak için zoraki kalmayacağım yanında.

Bizim yolumuz diye bir şey yok çünkü.
Senin yolun ayrı, benim yolum ayrı.

Bizim seninle bir köprümüz var.
Rüzgarın sesi var.
Havada kokun var.
Elimde elin var.
Yalan yok.
Korku yok.
Aşk var.
Anlar var.
Güven var.
İnsanlık var, hali var.


Fon müziği: Kings Of Convenience / Know-How

26 Şubat 2012 Pazar

The Prince and the Frog


Aşkın kurbağalarla ya da prenslerle pek ilgisi yok aslında.
Aşk, daha çok ejderhalarla ilgili.
Cesaretle ilgili.
Yangınla ilgili.
Gözünün kararması, hırçınlaşman;
Nasıl oluyorsa oluyor da zarar vermenle ilgili.

İlişkiler masallarda olduğu gibi kurbağanın prense değil de;
Prensin kurbağaya dönüşmesiyle ilgili.

Daha da ileri gideceksem şayet;
Prens diye bir şey yok,
Sen de Prenses değilsin zaten.

14 Şubat 2012 Salı

Oh God, i miss you..


Acı değil de yalnızlık aslında ölümün sizi maruz bıraktığı. Hiçbir şey, ölüm kadar terk edilmiş hissettirmiyor insana kendini. Karanlık, soğuk bir boşlukta süzülen sevdiğinize hoşçakal bile dedirtmeyecek kadar zalim; son bir şans beklentinizi yerle bir edecek kadar nankör.... Ölüm işin içine girdiğinde duruyor sizin için akan tüm sular ve size sadece akıntıyı izlemesi kalıyor. Damlalar süzülüyor her bir yanınızdan siz yokmuşsunuzcasına, hiç olmamışsınızcasına.... Onca an, onca nefes, onca hapşırık boşuna, bir hiç uğruna.

Hep sorgularım ya hani; görmesem daha iyi belki de. Duymasam daha iyi, bilmesem daha da iyi... Hiç sevmesem en iyi...


Fon müziği: Smog - Distance

Photo by Nicolas Méphane